Scroll Top

Sıkça Sorulan Sorular

Demir eksikliği bir hastalık mıdır?

Demir eksikliği bir hastalık değildir. Yapılan en büyük yanlışlardan biri bu, demir eksikliği bir bulgudur. Tıpkı baş ağrısı gibi nasıl başımız ağrıdığında “Acaba bu hastalığın belirtisi mi?” diye düşünüyoruz. Demir eksikliği saptandığında da “Bu neyin belirtisi?” diye düşünmeli ve bulmalıyız. En sık ve ilk aklımıza gelen şey kanamadır. Kanama kadınlarda jinekolojik kayıplarla olabilir veya hem kadın hem erkeklerde mide bağırsak kanalının herhangi bir yerinden ortaya çıkabilir veya demirin mide bağırsak kanalından emiliminde problem olabilir. Üreme dönemindeki kadınlarda adet kayıpları, doğumlar, düşükler demir eksikliği nedenidir ama menopoz sonrası kadınlar ve erkeklerde demir eksikliği görüldüğünde ilk aklımıza mide bağırsak kanalından bir kayıp gelmelidir. Bu kimi zaman gerçekten de tümör ve benzeri birtakım nedenlere ortaya çıkabilir o yüzden mide bağırsak kanalının değerlendirilmesi şarttır. Demir eksikliğinin tedavisinde hem damardan hem de ağızdan tedavi yöntemleri uygulanır. Ağızdan şurup şeklinde veya tabletler halinde 2 veya 3 değerlikli demirler uzun süreli tedavi edilecek şekilde uygulanmalıdır veya ağızdan alamayacak, ağızdan kullanıldığında yan etkileri olan veya hemoglobin değeri çok düşük ve daha hızlı cevap beklediğimiz durumlarda damardan demir tedavileri uygulanmaktır. Bunlar son yıllarda yeni geliştirilen preparatlarla, ilaçlarla aslında yan etkileri oldukça sınırlı, çok güvenli bir ilaç olarak yaygın bütün dünyada kullanılmaktadır.

Demir eksikliğinin belirtileri nelerdir ve tanısı nasıl konur?

Demir eksikliği dendiğinde ilk rastlanan halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, merdivenler çıkarken özellikle bacaklardaki kramp hali, kronik kalp yetmezliği olanlarda çarpıntı, nefes darlığı, özellikle çocuklarda öğrenme bozuklukları, uykuya eğilim, konsantrasyon bozuklukları, yine özellikle çocuklarda dikkat bozukluğu, yine yetişkinliklerde ortaya çıkabilecek konsantrasyon ve dikkat bozuklukları, çocuklarda gelişme geriliği, katı gıdalarda ortaya çıkan yutma zorluğu, tırnaklarda kolay kırılma, çabuk saç dökülmesi, el ve ayaklarda üşüme, soğuğa karşı bir intolerans, parmaklarda kaşık tırnak denilen özel bir bulgunun ortaya çıkması, ileri vakalarda hatta dalak büyüklüğü ve özellikle çocuklarda bazı enfeksiyonlara eğilim mesela sık üst solunum enfeksiyonları, sık mide bağırsak kanalı enfeksiyonları demir eksikliğinin bulguları olabilir. Ayrıca dudak kenarlarında ortaya çıkan anguler stomatit dediğimiz böyle çatlakların oluşması, dilde ortaya çıkan birtakım bulgular da demir eksikliğinin belirtileri olarak görülebilir.

İşte bu bulgulardan herhangi birine sahipseniz ve bütün bunlara ek olarak çok aşikar bir kanamanız varsa, özellikle kadınlarda adet dönemlerinin uzun olması, sıklığının adet sürelerinin birbirine yakın olması ve fazla miktar kanama olması gibi durumlarda mutlaka demir eksikliği açısından değerlendirilmeniz gerekebilir. Bir diğer önemli nokta ise, gebeyken de mutlaka demir eksikliğinin değerlendirilmesi ve eksikliğinin olup olmadığının bilinmesi gerekir. Tanıda basit bir kan sayımı, serum demir ve serum demir bağlama kapasitesi ve ferritin değerlerine bakmak çok kritik. Ferritine tek başına baktığınızda bu birçok iltabi durumda yükselebildiğinden, bizi yanıltıyor. O nedenle serum demir, serum demir bağlama kapasitesine de bakıp transferin satürasyonu dediğimiz bir değerin hesaplanması ve ferritin değerlerinden bağımsız olarak ve bu değer de göz önünde bulundurularak tedavinin planlanması gerekir.

Enfeksiyon sıklığı ve demir eksikliği ilişkisi nedir?

Enfeksiyon sıklığı ve demir eksikliği arasında ilişki olduğu çok uzun yıllardan beri biliyor. Yapılan çalışmalar, demirin hem bağışıklık sistemimizin doğal olan kısmında yani doğal bağışıklık sistemimizde hem de hücresel bağışıklık sistemimizde bir rolü olduğu gösteriliyor ve yine gerçekten özellikle çocuklarda demir eksikliği olanlarda mide bağırsak kanalı enfeksiyonlarının ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha sık ortaya çıktığı ileri sürülüyor. Tabii ki bağışıklık sistemimizin normal fonksiyonunu görmesinde demirin bu anlamda önemli bir rolü var ama sık enfeksiyonlu olmayı engellemek için demir tedavilerini aşırı ve ölçüsüz şekilde kullanmamak gerekir. Demir eksikliği sadece enfeksiyon değil bizim başka birçok organ ve sistemimizde ciddi eksikliklere neden olduğu için mutlaka ama mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Dolayısıyla enfeksiyonlardan korunmak için demir düzeyi, demir depoları normal durumda olan bir kişinin ekstradan demir almasına gerek yoktur.

Covid-19 ve demir eksikliği ilişkisi nedir?

Covid-19 pandemisi gerçekten dünyayı kasıp kavuruyor. Milyonlarca insan bu hastalığa yakalandı ve binlerce insan hayatını kaybetti. Öte taraftan 1,5 milyarın üzerinde, demir eksikliği anemisi olan kişi var ve gerçekten birçok diğer hastalıklar gibi bu kişilerin tedavilerinde ciddi aksamalar ortaya çıktı. Bu çok önemli bir nokta, buna ek olarak kansızlığın Covid-19 pandemisinde gerçekten de seyri olumsuz etkilediği ile ilgili yapılmış çok sayıda çalışma var. Demirin bağışıklık sistemimizde önemli bir rol oynadığını göz önünde bulundurursanız, Covid-19 pandemisinde demir eksikliği anemisi ve bunun tedavisi her zaman olduğundan daha önemli bir noktadadır. Demir eksikliği olan veya demir eksikliği bulguları olan kişiler, hastaneye gelmekten kaçınıyorlar. Bunun için ağızdan tedaviler ön plana çıkabilir veya tek seferlik ve uzun süreli koruyuculuğu olan demir depolarını hızla doldurabilen, damardan tedavi yaklaşımları uygulanabilir. Bunlar pandemi döneminde ihmal edilmemesi gereken ve mutlaka yapılması gereken tedavi yaklaşımlarıdır.

Demir eksikliğinde tedavi süreci nedir?

Özellikle oral formları kullananlarda, yani kapsül ve solüsyon şeklinde ağızdan demir tedavisi alanlarda, tedavi süresi uzundur. 3 veya hatta 6 aya kadar süren bir zaman bu. Aynı zamanda hasta uyumunu zorlaştıran bir şey. Kullanan hastalarda genellikle mide ağrısı, ağızda metalik bir tat, bulantı, kusma, ishal, kabızlık gibi bulgular ortaya çıkıyor. Hatta kimi hastalarda yeme isteğinde artış ve kilo artışları görülüyor. Dolayısıyla gerçekten de ilacın uzun süreli kullanımı zor olabiliyor.

Bu hastalar ne yapmalı? bence bu hastaların akşamları, gece yatarken tedaviyi almaları önemli. Çünkü genellikle demir ilaçları açken alınması gerekiyor; emiliminde sorun olabiliyor. Tok karna mide asiditesi düştüğünden demir emilimi azalıyor. Dolayısıyla etkin bir miktarda demir vücuda alınamıyor. En ideali gece yatarken almak ve o zaman zaten hem öncesi hem de sonrası uyku olduğu için, sonrası aç olacağımızdan hem de yan etkileri daha az hissedeceğimizden tedavi uyumunu artırabiliriz. Bunu alamayacak durumda olan hastalarda damardan tedaviler önemli. Kapsül formları tolere edemeyecek hastalarda 3 değerlikli demir solüsyonlarının da kullanılabileceğini söylemem gerekir.

Covid-19 ve multivitamin kullanımı nedir?

Piyasada reçetesiz satılan demir içeren multivitaminlerdeki demir içeriği, tedavi edici miktarlarda ve özellikte değildir. Dolayısıyla demir eksikliği sabit olanlarda mutlaka bir hekim kontrolünde ve uygun tedavi seçenekleriyle ilerlemek gerekir. Bu tür takviyeler olsa olsa demir eksikliğinin gelişimini geciktirici etkiler gösterirler. Multivitamin preparatlarının içerisindeki düşük miktardaki demirle, demir eksikliğinizi tedavi edeceğinizi düşünmeyin ve ne olur etkin bir tedaviyi hekim kontrolünde uygulamaya çalışın!

Demir eksikliği tedavisi ne kadar sürmeli?

Oral demir tedavileri en az üç ay sürüyor. Aneminin derinliğine, demir depolarının boşluğuna göre bu süre 6 aydan daha kısa olmamalıdır. Daha kısa süreli yapılan tedaviler geçici süre hemoglobin değerlerinde düzelme sağlasa da sizi bir kısır döngüye sokar ve sık sık aneminiz gelişir. Yeniden demir alırsınız, uzun aralar verirsiniz tekrar alırsınız. Bu süreci kırmanın yolu etkin ve en az 3, hatta 6 aylık bir tedavi süresidir.

Demir eksikliği tedavisi esnasında bir diyet uygulanmalı mı?

Eğer sizin tedaviye uyumunuz tamsa, açken ağızdan tedavilerinizi alıyorsanız veya hele de damardan tedaviniz söz konusuysa özel bir diyet yapmanıza gerek yoktur. Alışkanlıklarını değiştirmeniz gerekmez ancak tedavi sürecini etkin bir şekilde tamamlamak ve hekim kontrolünüzü sürdürmek zorundasınız.

Uzun süreli demir kullanımı zararlı mıdır?

Demir tabletlerinin çok uzun süre kullanılması aslında temelde büyük bir problem yaratmaz. Ancak şunu unutmamak lazım, demirin vücutta aşırı birikimi ve demir depolarının tamamen dolduğu durumlarda demirin, pankreas, troid, kalp gibi birtakım organlarda birikmeye başlaması o organlarda fonksiyon bozukluğu yapabilir. Sözünü ettiğim demir depolarının ferritinin değeri binli değerlerden sonra ancak söz konusudur. Dolayısıyla yine de ve her durumda kontrol altında ve hekiminize danışarak demir tedavisi almanız en idealli olandır.

Ağızdan demir kapsüllerini kullanamıyorum, ne yapmalıyım?

Eğer iki değerlikli demirleri, kapsülleri tolere edemiyorsanız, şurupları yani solüzyonları (3 değerlikli demirleri) kullanabilirsiniz veya damardan demir tedavileri uygulayabilirsiniz. Günümüz dünyasında birçok merkezde oral tedaviyi iyi tolere edemeyen hastalara intravenöz, yani damardan demir tedavileri uygulanmaktadır. Sonuçlar hem hızlı hem de çok başarılıdır.

Çay demirin düşmanı mı?

Gebelikte demir kullanımı nasıl olmadılır?

Gebelerde demir eksikliği çok önemli. Hem bebeğin gelişiminde hem annenin korunmasında çok önemli. Gerçekten de gebede hemoglobin değeri 8 gramın altına düştüğünde düşük doğum ağırlığı gelişme bozuklukları gibi birçok risk yüklenebiliyor çocuğa.

Annede de anemik olduğu durumda gebelik ve sonrası yönetim zor olabiliyor. Dolayısıyla annelerde demir eksikliği olsun ya da olmasın gebelik süresince mutlaka takviyelerin yapılması gerekir.

Unutmayın; ilk 3 ay hemoglobin değerinin 11, 2. ay 10,5, 3. ay yeniden 11 gramın üzerinde olması lazım. İdeal bir doğum için bu değerlere dikkat etmek gerekir.

Peki gebelere nasıl takviye verilmeli? Genellikle kabul edilen kapsül formlarının veya 3 değerlikli demirlerin kullanılmasıdır ve etkin dozda kullanılmasıdır. Son yapılan klinik çalışmalar gebelikte damardan demir takviyelerinin de gebelikte oldukça güvenli olduğunu bize göstermiştir.

Yine de özellikle gebeliğin ilk üç ayında damardan tedavilerde dikkatli olmakta fayda var.

Kimler demir eksikliği için risk grubundadır?

Belli yaş grupları ve belli hastalıklarda da demir eksikliği için önemli durumlar var. Bunlardan bir tanesi yaşlılık. Yaşlıların mide asiditeleri azalıyor. Dolayısıyla midede asit ortam bozulduğu olduğu zaman demirin mide bağırsak kanalında emilimi azalıyor. Yine yaşlılarda, mide bağırsak kanalında ortaya çıkan ödem, sıvı toplanması, ağızdan alınan demir tedavisi etkisiz kılıyor.

Bunun ötesinde yaşlı hastalarda yapılmış, özellikle kronik kalp yetmezliği olan hastalarda yapılmış çalışmalar, demir eksikliğinin, anemi olmasa bile tek başına gerçekten de son derece yaşamsal bir önem taşıdığını gösterdi. Dolayısıyla bu yaş gruplarında damardan demir takviyeleri son derece büyük önem taşıyor. Kronik böbrek hastalıkları için de benzer şeyler söyleyebiliriz. Üstelik bunlar diyaliz hastaları olduğu için bunların kayıpları da çok fazla oluyor, özellikle diyaliz sırasında. Bu nedenle bu hastalara da damardan demir takviyesi yapılması lazım.

Gebelerin takviye alması gerektiği ortada, bunu dışında belli yaş grupları, adolesanlar, yeni doğanlar bunlarda fizyolojik olarak ihtiyaç artıyor. Dolayısıyla bunların da demir eksikliği açısından yakın izlenmesi açısından fayda var.

Bir diğer önemli grup ise zayıflama amaçlı bariyatrik mide ameliyatları geçirenler, bunlarda B12 ile beraber ve diğer vitaminlerle beraber demirin de emiliminde bozukluk ortaya çıkabiliyor. Ve bunların da damardan demir takviyeleri almasında fayda var.

Bir diğer önemli hastalık grubu ise mide bağırsak kanalı hastalıkları (çölyak gibi) yani midenin demir emiliminde problem olduğu durumlar bu grup hastalarda da damardan demir takviyeleri büyük önem taşımaktadır.